|
Adý : Ahmet Burak.
Baba Adý : Recep Tayyip.
Ana Adý : Emine.
Doðum Tarihi : 04.07.1979.
Medeni Hali : Evli(23.02.2001).
Askerlik Durumu : ÇÜRÜK... |
Recep Tayyip Erdoðan’ýn büyük oðlu Ahmet Burak Erdoðan’ýn, aldýðý çürük raporuyla askere gitmediði ortaya çýktý. Rize Güneysu Askerlik Þubesi’ne kayýtlý Ahmet Burak Erdoðan, 2000 yýlýnda Kasýmpaþa Deniz Hastanesi’nden verilen raporla çürüðe ayrýldý.
Buraya kadar herþey normal görünüyor. Ancak çürük raporuyla ilgili ölçütler açýsýndan Ahmet Burak Erdoðan'ýn durumu biraz tartýþmalý. Rapora göre, Ahmet Burak’ýn hastalýðý testis kanseri. Uzman hekimlerin verdiði bilgiye göre, testis kanseri tedavi edilebilir bir rahatsýzlýk. O nedenle, ciddi bir kanser türü olarak görülmüyor. Burasý önemli, çünkü çürük raporu, asker adayý açýsýndan ancak iþ görme gücünün yüzde 60’ýný yitirmesi durumunda veriliyor. ...Haberin devami Ulusal Kanal TV'de
|
Tedavi edilebilir hastalýklardaysa durum farklý. Hastalýðýn tedavi edilmesinin ardýndan kiþi, askere alýnýyor.
Aydýnlýk, bu bilgiye ulaþýnca konuyu farklý kaynaklardan araþtýrdý. Bilgi doðruydu. Ancak Ahmet Burak Erdoðan’ýn testis kanseri tedavisi gördüðüne dair herhangi bir bilgiye ise ulaþýlamýyor. Aydýnlýk, konuyu Baþbakan Erdoðan’a yazýlý olarak sordu. 2 Mayýs 2007 tarihinde Aydýnlýk'ýn sorularýnaysa yanýt verilmemiþ...Haberin devami Ulusal Kanal TV'de |
LOZAN 2007

Yargiçlar, tarih hakkinda hüküm veremez.
Lozan Kahramani Dogu Perinçek'in mahkemedeki son savunmasi: SOYKIRIM YOK SAVAS VAR
Haberin Devami»
Isçi Partisi Genel Baskani
Dogu Perinçek’in
Isviçre Sorgusunun Tutanagi
23 Temmuz 2005
TUTANAGIN TAM METNI
WINTERTHUR/UNTERLAND
SAVCILIGI
Dosya No: A-1/2005/Brandtour 23 Temmuz 2005
Saat 20.51
Savci R. Jaeger, Gfr Patrick Studer, Tutanak Katibi N. Burri, gözlemci Ali Riza Görgün ve Türkiye Konsososlugu Ataesesi Bay Ersoy Yilmaz’in hazir bulunduklari sorguda,
Kimlik bilgileri bilinen Dogu Perinçek, yazili davetle getirtilerek, sanik olarak yapilan sorgulanmasinda, asagidaki açiklamalarda bulundu.
Tutanak notu:
Sanigin varolan çevirmene ihtiyaç duymadigini ve Almancayi iyi anlayip konustugunu belirtmesi üzerine, sorgusu, Almanca yapildi. Sanigin sorgusunda gözlemci olarak Avukat Ali Riza Görgün ve Atase Ersoy Yilmaz bulundu.
Konu
Tutanak notu:
Saniga,
- Her zaman bir savunman isteyebilecegi,
- ifade vermekten kaçinabilecegi,
- ifadelerinin ispat araci olarak kulanilacagi
anlatildi.
Haklarimi anladim. Ifade verecegim, zaten hakliyim. Kaldi ki hukuk doktoruyum ve savunmami kendim yapacagim, dedi.
Tutanak notu: Kimligi saptandi.
LOZAN ANTLASMASI’NIN MIRASI
Soru: 22 Temmuz 2005 Cuma günü, saat 14.00 dolaylarinda Glattbrugg’ta Hilton Otelinde bir basin toplantisina katildiginiz dogru mu?
- Evet dogru.
Soru: Lozan2005 örgütleyicilerinden misiniz?
- Hayir, ben örgütleyici degilim, fakat katilimciyim.
Soru: Bu toplantiyi kim örgütledi?
- Isviçre, Almanya ve Türkiye’deki Atatürkçü Düsünce Dernekleri ve Isçi Partisi Ulusal Strateji Merkezi.
Soru: Sizi bu toplantiya kim çagirdi?
- Belirttigim örgütler.
Soru: Bu basin toplantisinin amaci neydi?
- 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Antlasmasi’nin mirasini savunmak.
Soru: Basin toplantisi kamuya açik miydi?
- Evet.
EN YÜKSEK HAK VATAN SAVUNMASI
Soru: Mikrofonu alip kisa bir konusma yaptiniz mi?
- Evet
Soru: Orada bulunan medya mensuplarina ve diger katilimcilara hangi mesajlari verdiniz?
- Dedim ki: Amerika Birlesik Devletleri ve Avrupa’nin birçok parlamentosu, Ermeni soykirimini kabul etti. Bu uluslararasi bir yalandir. Bu tarihsel bir yalandir. O zaman, Birinci Dünya Savasi kosullarinda, üç emperyalist devlet, Ingiltere, Fransa ve Çarlik Rusyasi, bizim anavatanimizi paylasmak istediler. Ve biz ülkemizi savunduk. Bu soykirim degil, fakat vatan savunmasiydi. Vatan savunmasi, insanligin en yüksek hakkidir. Bugün Tages Anzeiger gazetesini okudum ve orada basin toplantisinda benim söylediklerim konusundaki haber dogru. Konusmam ayni zamanda televizyon kuruluslarinin kameralari tarafindan da kayda alindi. Bu kayitlari getirtebilirsiniz.
SIZ NE YAPARDINIZ?
Soru: Siz Ermenilere 1915 yilinda yapilan soykirimi yalan olarak mi nitelediniz?
- Evet yalan oldugunu söyledim ve ayrica bu konuda bir kitapçik dagittim. Bu kitapçigi Neue Züricher Zeitung gazetesine de verdim. Umarim yarin bu konuda yayin yaparlar.
Soru: Niçin bu umudu besliyorsunuz?
- Çünkü ben yalandan yana degil, fakat gerçekten yanayim. Dünya dönüyor. Ben ayni zamanda tarihçiyim. Ankara Hukuk Fakültesinde görev yaptigim zaman Kamu Hukuku meseleleri üzerinde çalistim ve ayni zamanda Ermeni sorunu üzerine arastirmalar yaptim ve yazdim. Rus-Sovyet arsivlerinin belgelerini de inceledim. Binlerce ve binlerce belge kanitlamaktadir ki, o zaman yasanan olaylar halklar arasinda karsilikli kirimdi; soykirim degildi. Ermeniler, emperyalist devletlere alet oldular. Türkiye, kendi vatanini savundu. Bu konu en iyi Isviçre’de anlasilir. Bir büyük devlet eger Fransizca konusan Isviçrelileri veya Italyanca konusan Isviçrelileri kiskirtacak olsa ne yaparsiniz? O zaman vataninizi savunursunuz, tipki bizim yaptigimiz gibi. En yüksek hak, düsünce özgürlügü yaninda vatani savunma hakkidir. Bu, elbette sizin anayasanizda da var. Ben anayasa hukuku uzmaniyim. Avrupa anayasalarini biliyorum.
GÖRÜNTÜ KAYITLARI
Dr. Dogu Perinçek’in basin toplantisindaki konusmasinin CD kayitlari gösterildikten sonra soruldu: Bu konusma hakkinda hangi yorumu yapiyorsunuz?
- Bunlar gerçekler. Gerçegi savunmus olmak, insanligi savunmus olmak ve Türkiye ile Isviçre arasinda dostlugu savunmus olmak; benim için özel bir sereftir. Isviçre’nin bizim için özel anlamlari var. Çünkü Lozan Antlasmasi Isviçre’de imzalandi. Isviçre bizim hiçbir zaman düsmanimiz olmadi. Isviçre tarafsiz bir devlettir. Isviçre Türkiye’ye karsi tertiplerin içinde yer almadi. Isviçre, Türkiye’ye karsi savas yürütmedi. Benim basin toplantisinda söyledigim her sey, sözümona Ermeni soykirimi üzerine açikladiklarim, düsünce ve arastirmla özgürlükleri çerçevesi içindedir. Bu konular, bilimsel arastirma alanina aittir; yoksa parlamentolara degil. Bu, tarihçilerin ve arastirmacilarin konusudur; yasa çerçevesinde ele alinacak bir konu degildir. Ortaçagin cadi davalari zamaninda, bu tür konular Ortaçagin dinsel otoritelerinin yetkileri içindeydi. Bu sorusturma, engizisyon sorusturmasidir; çünkü düsünce özgürlügüyle ilgilidir. Savcilar ve mahkemeler, gerçekler hakkinda karar verme hakkina ve gücüne sahip degllerdir. Bu sorusturma, Isviçre hukukuna göre, hukuka ve anayasaya aykiridir. Ben korkmuyorum. Gerçeklerden korkan, sizsiniz. Beni buraya davet etmekle korktugunuzu gösterdiniz. Beni niçin buraya çagirdiniz? Gerçeklerden korkuyorsunuz. Siz gerçegin ögrenilmesini istemiyorsunuz.
Soru: Her devletin kendi yasalarini kendisinin yapmasi konusunda görüs birligimiz var mi?
- Iyi ama, uluslararasi hukuka karsi yapilan yasalar için degil, anayasaya karsi degil, insan haklarina karsi yasalar için degil. Insan haklari, Isviçre Anayasasi’nin temel haklaridir. Isviçre parlamentosunun kararlastirdigi kanun, Isviçre Anayasasi’na aykiridir. Önümüzdeki yillarda Isviçre parlamentosunun bu hatayi bertaraf edecegini görecegiz. Biz bunu Isviçrelilerden bekliyoruz. Çünkü Isviçre halki iyi bir halk. Isviçre halkinin vicdani var.
TÜRKIYE’DEKI VATAN HAINLERIN ÖZGÜRLÜGÜ
Soru: Türkiye’de 1915’te yasanan Ermenilerle ilgili olaylari halk katliami olarak kabul etmek ceza nedeni mi, yoksa Türkiye’de herkes bu görüsü savunmakta özgür mü?
- Hayir, ceza nedeni degil. Birçok tarihçi ve entelektüel ve vatan haini, sözde Ermeni soykirimi üzerine yaziyor ve gevezelik yapiyor. Türkiye’de bu görüse sahip olma özgürlügü var. Peki siz bu konuyla niçin ilgileniyorsunuz?
Soru: Basin toplantisinda baska konusmacilar da var miydi?
- Evet, biz Isviçre’ye Ankara ve Istanbul’dan asagi yukari 200 seçkin sahsiyet olarak geldik. Hilton’da basin toplantisinin yapildigi salon küçüktü, 200 kisiyi alacak büyüklükte degildi. Bu nedenle bazi arkadaslarimiz koridorlardaydi.
Soru: Mikrofondan kaç kisi konustu?
- Bes alti sahsiyet. Kibris eski Cumhurbaskani Rauf Denktas, Türkiye’nin en büyük üniversitesinin rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç, E. Korg. Yasar Müjdeci ve Lozan2005’in iki düzenleyicisi.
Soru: Toplantiya ne kadar yabanci dinleyici katildi?
- Sizin makaminizin polisleri vardi; bir de Isviçre ve Türk basinindan gazeteciler.
Soru: Biliyor musunuz, basin toplantisi nasil duyuruldu?
- Isviçre basinina bildirdik. Ayrica internette bir Lozan2005 sitesi var. Istedik ki, herkes gerçekleri bilsin.
Soru: Ilgilenen herkes bu toplantiya katilabilir miydi?
- Gizli degildi, herkes gelebilirdi.
Soru: Size bu toplantinin konusu olarak bildirilen neydi?
- Toplantinin konusu, Türkiye’nin bagimsizligi ve toprak bütünlügü idi.
Soru: Bu toplanti hangi baslik altinda yapildi?
- Bizim için Lozan demek, milletimizin ve vatanimizin bagimsizligi ve bütünlügü demektir.
Soru: Size bir konusma konusu verildi mi, yoksa konuyu seçmekte serbest miydiniz?
- Serbesttim. Video kayidinda da görüldügü gibi, söz istedim.
Soru: Konusmanizin içerigine iliskin size belli dayanaklar saglandi mi?
- Hayir.
SÜPHE ETME SUÇU
Soru: Daha önce size, konusmanizin özünü olusturan Ermeni halkina katliam konusunda süphe etmenin, Isviçre’de mesele olarak görüldügü bildirilmedi mi?
- Bunu biliyorum. Bu kanun hükmü hukuka ve anayasaya aykiridir. Bu kanun benim için sasirtici olmustur. Bu ne biçim kanun? Bu kanun ihtiyaca uygun degildir.
Soru: Türkiye, yasama, yürütme ve yargi arasinda kuvvetler ayriligini kabul ediyor mu?
- Evet, bunlar devletin üç islevidir.
EGER BIR KANUN ANAYASAYA AYKIRI ISE
Soru: Siz bir hukukçu olarak, yasama organinin koydugu ceza kanunlarinin yargi için baglayici oldugu konusunda benimle ayni görüste misiniz?
- Yargi için baglayici olan anayasadir. Eger bir kanun anayasaya aykiri ise, bir savci anayasanin hükümlerini uygular. Anayasa da bir kanundur, ancak en yüksek baglayicidir. Isviçre’de bulundugum zaman, benim için Isviçre anayasasi baglayicidir, zira Isviçre makamlarina güveniyorum. Iste bu güven nedeniyledir ki, özgürce konustum. Zürih’te hukuka uygun davranan savcilarin ve mahkemelerin bulundugunu saniyordum; bu yüzden özgürce konustum.
ISVIÇRE PARLAMENTOSU IÇIN UTANÇ
Soru: Birlesmis Milletler Insan Haklari Alt Komisyonu’nun, Avrupa Parlamentosu’nun ve Isviçre Millî Meclisi’nin 1915’teki Ermeni olaylarini halk katliami olarak kabul etmesine karsi tutumunuz nedir?
- Bunlar yalandir. Bunlar emperyalist yalanlardir. Bu, Isviçre parlamentosu için bir utançtir.
Soru: Sizin görüsünüze göre, 1915 olaylarinda ne kadar Ermeni kurban oldu.
- Yalniz Ermeniler degil, Türkler ve Kürtler de hayatlarini kaybettiler. Ermeni teröristlerinin Türklere ve Kürtlere uyguladiklari katliamlar da var. Bu, Almanlarin deyisiyle bir “Völkerschlacht” (bogazlasma, mukatele) idi. Emperyalistlere karsi bir savas oldu. Hitler ve emperyalistler bazi halklari diger halklara karsi atese sürmüslerdir. Siz, Hitlere karsi savasmis olan halklari cezalandirabilir misiniz? Bu Isviçre kanunu, nesnel olarak Hitler’in tarafindadir.
Soru: Ermeniler, hangi nedenlerle düsünceleri yüzünden hayatlarini kaybettiler?
- Düsünceleri nedeniyle degil. Rus çarlari, çesitli Ermeni terör örgütlerini örgütledi ve atese sürdü. Örnegin Alman bilim adami Rohrbach veya Lenin, söyle yazdilar: “Bakiniz, Çarlik Rusyasi Ermeni terörist örgütlerine silah verdi ve Türkiye’ye karsi kiskirtti.” O zaman Istanbul’da onbinlerce Ermeni yasiyordu ve öldürülmediler. Çünkü Türk ordusuna karsi terörist eylemler yürütmemislerdi.
KANUN KONUSU DEGIL
Soru: Isviçre hukukuna göre, halk katliamini inkâr etmeye, kabaca suçsuz göstermeye ve hakli çikartmaya kalkisanlar, cezaya çarptirilir. Bu konuda ne diyorsunuz?
- Isviçre kanunu gerçegi inkâr ediyor. Bu bir kanun konusu degil, tarih konusudur. Bütün hayati boyunca Türkiye’nin disindaki ve içindeki halklari savunmus olan, beni mi cezalandirmak istiyorsunuz? Türkiye’de benim vatandasim olan herhangi bir azinliga veya tek bir yurttasima bir haksizlik yapildigini görsem, üzerine giderim. Benim birçok Ermeni dostum var.
Soru: Bilgilendirilen bir sahsiyet olarak, Isviçre Millî Meclisi’nin Ermenilere halk katliami uygulandigini kabul ettigini daha önce bilmiyor muydunuz?
- Evet, böyle bir kanun oldugunu biliyordum. Ben bu kanunu elestiriyorum.
PROF. DR HALLAÇOGLU’YLA DAYANISMA
Soru: Bunu bilmenize ragmen, Glattbrugg’taki basin toplantisinda, neden konusmaci olarak kürsüye çiktiniz?
- Bu kanunu daha önce gazetede okumustum. Hukukçu olarak da bu konuyla ilgiliyim. Prof. Dr. Yusuf Hallaçoglu’na karsi bir sorusturma yürütüldügünü de duymustum. Onunla dayanisma gösterdim. Böylece Isviçre halkina ve Isviçre Millî Meclisi’ne hatayi düzeltmeleri için yardimda bulundum. Ümit ediyorum ve biliyorum ki, bu sorusturma gerekli olan bu düzeltmeye olanak sagliyor.
Soru: Kamu önündeki bu açiklamalarinizla öldürülen Ermenilerin anisini incittiginiz suçlamasina ne diyorsunuz?
- Su çok önemlidir: Soykirim baska, bazi Ermenilerin öldürülmesi baska bir konu. Ben, hiçbir Ermeni hayatini kaybetmis degildir demiyorum. Bunu biz de biliyor ve yaziyoruz. Biz o Ermenileri savunuyor ve onlara saygi duyuyoruz. Biz yalniz ve yalniz diyoruz ki, bu bir soykirim degildir. O zaman soykirim kavrami yoktu. Irkçilik bize yabancidir. Çünkü biz bir Asya halkiyiz. Bizim birlikte yasama kültürümüz var. Osmanli imparatorlugu Yahudilere ve baska halklara yardim etmisti.
Soru: Sizin Ermenilere bir halk olarak kisisel tutumunuz nedir?
- Dostça. Ve onlarin da bana tavri dostçadir. Çünkü ben, Türklerin ve Ermenilerin baris içinde birlikte yasamis olduklari bir yerden geliyorum. Birçok Ermeni benim dostça tutumumu anlatabilir. Ben 1972 ve 1980’lerde hapiste oldugum zaman, bana hediye gönderdiler.
IADE EDIYORUM
Soru: Irkçi daranista bulundugunuz yolundaki somut suçlamayla ilgili cevabiniz nedir?
- Irkçi olsaydim, utanç duyardim. Ben bilimsel sosyalistim. Irkçilik, benim için küfürdür. Bu küfürü red ediyorum.
Soru: Isçi Partisi’nin genel baskani oldugunuz dogru mu?
- Evet.
TÜRK DEVLETINE VE ASKERE TUTUM
Soru: Türk devletine tutumunuz nedir?
- Ben Türkiye millî devletinin savunucusuyum. Ben Kemalist Devrim’in savunucusuyum. Ancak ben, Türkiye’deki ABD yanlisi iktidar sahiplerine ve mafya-tarikat iktidarina karsi mücadele ediyorum.
Soru: Askeriyeye yakin bir konumda misiniz?
- Ister asker ister sivil, bütün yurtseverlere yakinim. Askeri hapisanelerde sekiz yil yattim. Çünkü 1971 ve 1980’de iki Amerikanci darbe oldu. Ben Türkiye’yi savunanlarla birlikteyim, ancak Amerika ve emperyalizm yanlisi hükümetlerin ve iktidar sahiplerinin karsisindayim.
AVRUPA BIRLIGI
Soru: Siz, Türkiye’nin Avrupa Birligi’ne yakinlasmasina karsi misiniz?
- Ben AB üyeligine karsiyim. Ancak Avrupa’nin dostuyum. Ben bagimsiz bir Avrupa’dan yanayim, ABD’den bagimsiz bir Avrupa’dan. Türkiye bagimsizligini korumali. Avrupa Avrupa’dir ve Türkiye de Türkiye’dir. Örnegin Isviçre AB’ye dahil degil. Benim görüsüme göre, Isviçre’nin bu tutumu dogru. Dünyadaki bu tutumlar da dogru.
Soru: Lozan2005, Türkiye’nin Avrupa’dan sözünü etiginiz bu bagimsizligini göstermek amaciyla mi yapiliyor?
- Evet, göstermek ve savunmak. Isviçre makamlari buna izin verdi. Ankara’daki Isviçre Büyükelçiligi’nin gösterdigi dostluga tesekkür ederim.
Soru: Sizin dün Hilton Oteli’nde yaptiginiz konusma da, Türkiye’nin Avrupa’dan bagimsizligina mi hizmet ediyordu?
- Evet, elbette. Ama ayni zamanda Isviçre ile Türkiye arasindaki dostluga hizmet ediyordu. Bu dostluk, karsilikli bagimsizlik ve esitlige dayanacaktir.
SUÇUN EYLEMLERI
Soru: Özetle size su suçlama yöneltilmektedir:
Sanik Dogu Perinçek,
sözle, yaziyla veya resimle, küçük düsürmek veya asagilamak kasitlarindan biriyle, insanliga karsi halk katliamini, kamu önünde inkar etmeye, kabaca suçsuz göstermeye veya hakli çikarmaya kalkisma suçunu
su eylemlerle gerçeklestirdi:
Sanik, Hukuk doktoru, yayinci, Türkiye Isçi Partisi (IP) Genel Baskani, 22 Temmuz 2005 Cuma günü, saat 14.00 dolaylarinda, Zürich’in Glattbrug semti Hohbühlstrasse 10’daki Hilton Oteli’nde, Lozan Antlasmasi’nin (Türkiye Cumhuriyeti’nin bagimsizligini taninmasi) 82. yili nedeniyle Türk dernekleri tarafindan örgütlenen kamuya açik basin toplantisi sirasinda, toplanmis olan 100 kadar katilimcinin önünde, konusmaci olarak yer almis ve mikrofon araciligiyla, Almanca olarak, özetle, Ermeni soykirimi denen seyin, uluslararasi bir yalan oldugunu, tarihsel bir yalan oldugunu, ABD ve Avrupa emperyalistlerinin aleti oldugunu ilan etmistir.
Sanik bu eylemini, uluslararasi halklar toplulugunun, Birlesmis Milletler Insan Haklari Alt Komisyonu’nun 29 Agustos 1985 ve Avrupa Parlamentosu’nun 18 Haziran 1987 tarihli ve Isviçre Millî Meclisi’nin Osmanli devletindeki 1915 yili olaylarini Ermenilere karsi halk katliami olarak kabul eden kararlarinda savunulanlari bilmesine ragmen, karsit konumunu Isviçre’de savunmak yoluyla, yasayi ihlal etmenin sonuçlarini göze almistir.
Bu konuda ne diyorsunuz?
- Ben, Hitler’in Yahudilere ve diger halklara yaptigi halk katliamlarini inkar etmiyorum. Ben, Amerikalilarin Kizilderililere ve bugün Iraklilara yaptigi halk katliamini inkâr etmiyorum. Eger Ermenilere karsi bir halk katliami olsaydi, o zaman ben, bu halk katliamina, Isviçre Millî Meclisi’nden önce en ön sirada tavir alirdim.
ÇÜNKÜ EMPERYALIST BIR PARLAMENTO
Soru: BM Insan Haklari Alt Komisyonu’nun ve Avrupa Parllamentosu’nun nasil olup da Ermenilere karsi soykirim yapildigi sonucuna varmis olduklari konusunda, bize bir açiklamaniz var mi?
- Çünkü Avrupa Parlamentosu emperyalist bir parlamento. Avrupa Parlamentosu Türkiye’nin bagimsizligina karsidir. Lanetli ve menhus politik amaçlari nedeniyle bu kararlari aldilar. Ermeni soykirimi iddasini tasiyan kanunlar, emperyalistlerin aletidir; yoksa insan özgürlügünün ve insanligin araci degildir. Beni bu sorguya çagirdiginiz için çok memnunum. Böylece Isviçre halkinin gerçekleri bilmesine yardimci olabilecegim. Eger siz savci olarak, bu davayi yargi önüne getirecek olursaniz, Isviçre halki bu konuda çok sey ögrenecek.
GERÇEGE SADAKAT
Soru: Ermeni soykirimini herkesin önünde yalandir diye açiklamakla, ceza kovusturmasi yürüten makamlarin bu konuda sizi davet etmelerini mi istediniz?
- Hayir, benim amacim bu degildi. Ancak benim gerçegin yaninda durmak için yeterli cesaretim var. Ben kendi ülkemde de böyle yaparim, Düsüncelerim ve emekçileri savunan örgütlenmelerde bulundugum için, Türkiye’de hapislerde yattim. Otoritelerden korkmam. Yalniz gerçegi savunmamis olmaktan korkarim. Gerçege sadakat, benim için bir hayat ilkesidir.
Soru: Ceza Kanunu’nun 261. maddesinin 4. firkasina kadar düzenlenmis olan irklari asagilamaya iliskin hükümlerin içerigi göz önünde tutulursa, hukuki savunmaniz nedir?
- Ben, halk katliamini inkar etmedim. Yalnizca yalani reddettim. Bütünüyle suçsuzum. Ben halk katliamini inkar etmiyorum, fakat yalani reddediyorum. Yalniz gerçekler inkâr edilebilir. Yalan ise ancak ve ancak reddedilir.
ORTAÇAGIN ENGIZISYONUNU DIRILTMEYIN
Soru: Ekleyeceginiz bir sey var mi?
- Avrupa halklari, Ortaçag engizisyonu sirasinda birçok facialar yasadilar. Lütfen engizisyonu diriltmeyin. Engizisyon, düsünce özgürlügünü ve ayni zamanda vicdan özgürlügünü cezalandiriyordu. Engizisyon, vicdan özgürlügüne karsi cadi avciligi yapti. Ermeni sorunu veya 1915 yilindaki olaylar üzerine görüsler, düsünce ve vicdan özgürlügü çerçevesi içindedir. Ben bir bilim adamiyim ve bu konuyu arastirmak ve hem Türkiye halkini, hem de Isviçre halkini bu konuda bilgilendirmek benim görevimdir.
SAVCILIGIN SINIRLARI
Soru: Yeniden serbestsiniz ve tutanagi gözden geçirdikten sonra, planladiginiz gezinize devam edebilirsiniz. Ancak Isviçre’de Ermenilere halk katliami yapildigini yalan olarak nitelemeye son vermenizi, size israrla ve zorunlu olarak tavsiye ederim.
- Bunu tebellüg ettim. Ancak size savcilik görevi disinda böyle nasihatte bulunamayacaginizi bildiririm. Sizin ancak bu konuyu mahkeme önüne getirme hakkiniz bulunuyor. Yalniz Isviçre mahkemeleri bu konuda hüküm verebilir. Ben, Isviçre Anayasasi’na göre hüküm verecek olan Isviçre hakimlerine güveniyorum.
Isviçre’de avukata ihtiyacim yok. Eger davet edilirsem, Isviçre’ye kendim gelirim. Mahkeme davetiyesi, Istanbul veya Ankara’daki is adresime yollanabilir. Zamanin belirlenmesinde temas kurulabilir. Uluslararasi hukuki yardim yoluyla ifade alinmasini istemiyorum. Ancak davetiyenin bir örneginin, Türkiye Baskonsososlugu’nun bilgisi için, Atase Ersoy Yilmaz’a yollanmasini talep ediyorum.
Sorgulamanin sonu: Saat 23.00.
Bizzat okunmus ve onaylanmistir.
Imza (Dogu Perinçek)
***
Seçim sonuçlarinin bizim genelkurmay saflarinda biraz rahatsizlik yaratmis olabileceginden, resmi konumunuz geregi, hiç kuskusuz haberdarsinizdir. Bilmenizi isterim ki, onlarin Türkiye’nin müreffeh, seküler (çagdas) ve birinci dünya toplulugunun güvenilir bir üyesi olmasi ümitlerini partim ve ben de paylasiyoruz. Ve geçmiste hiç olmadigi kadar birlesmis olan ülkemizin çikarlari için en iyisi olacak sekilde birlikte çalisabilecegimiz kanaatindeyim.
Bu amaçla, Org. Özkök ile mümkün oldugu kadar kisa sürede mahrem, özel bir toplanti yapabilmeyi ümit ediyorum. Özel cep numaram sudur: 0533 7...
Bu yardim ve ülkeme geçmiste gösterdiginiz dostluk için çok tesekkürler.
Sizinle kisisel olarak görüsmeyi sabirsizlikla bekliyorum.
Samimiyetle sizin olan,